google-site-verification=Ii2Jef-7bs4UV7ORqb0xTBLnPFdaE-6pl8Xbll4W9rE
top of page

Olumluyorum, olumluyorum olmuyor…

  • Yazarın fotoğrafı: dahaiyiyasiyorum
    dahaiyiyasiyorum
  • 28 Haz
  • 2 dakikada okunur

Sabahları aynaya bakıp olumlamalar yapıyoruz, gece yatınca meditasyonlar yapıyoruz. 🙇‍♀️ “Kendimi seviyorum” diyoruz. Evrene mesajlar yolluyoruz, yeni niyetler belirliyoruz. Bazen defalarca, hatta yıl boyunca aynı cümleleri tekrar ediyoruz; ama içimizden bir ses hala şöyle fısıldıyor:

“İyi de… neden hala aynı döngüdeyim?”

Niyet doğru, cümle güçlü. Peki neden bir şey değişmiyor?


ree

Zihinle değişmeye çalışmak neden yetmez?

Çünkü değişim sadece zihinle olmaz.

Zihin hızlıdır. Kavrar, yorumlar, etiketler. Yeni bir bilgi duyduğumuzda “Artık farkındayım” deriz. Bu iyi bir başlangıçtır; ama tek başına yeterli değildir. Çünkü zihin bir şeyi söyleyebilir, ama beden henüz o söze inanmamış olabilir.


Zihin: “Ben değerliyim.”

Beden: (sessizlik) – hala tetikte, hala gergin.


İşte bu uyumsuzluk, dönüşümün neden yarım kaldığını gösteriyor.


🧠 Düşünceler beynin dili,

💛 Duygular bedenin dili.


Zihin kelimelerle konuşur. Beden duyumlarla. Zihin inandım der, beden hala “hayır” diyordur.


Peki beden nasıl ikna olur?


Beden, geçmiş deneyimlerin kaydını tutar. Orada sadece bilgi değil, his vardır. “Kendimi seviyorum” cümlesi mantıklı olabilir; ama geçmişte yeterince sevilmediysen/sevgi görmediysen, beden hala bu duygunun etkisindeyse, bu cümle içeride yankı bulmaz.

Beden tekrar ister. Güvenli alan ister. Duygunun tanınmasını ister.

Duygular bastırıldığında kaybolmaz; yer değiştirir. Mideye çöker, nefesi kısar, omuzlara yük olur. Bir duyguyu hissetmemek için verdiğimiz çaba, değişim çabamızı da yavaşlatır. Duygular bedenin diliyse, onları tanımadan dönüşüm mümkün değildir.


Gerçek dönüşüm ne zaman başlar?

Zihnin söylediğini, beden de hissetmeye başladığında.

Bir cümleye sadece inanmak değil — onu tüm hücrelerinde hissetmek gerekir. Bu da zaman, tekrar, şefkat ve bazen de rehberlik ister.


✨ Gerçek dönüşüm, sadece zihinde değil — beden de ikna olduğunda başlar.


Bugün, hangi olumlamayı söylüyorsan — onun bedenindeki karşılığını da gözlemle.

Yalnızca düşünceler değil; hissettiklerin de seninle konuşur.


Bu yazı sana düşünmek kadar hissetmenin de kıymetini hatırlattıysa, paylaşarak başka birine de ışık olabilirsin.


Blog yazılarımı ve içeriklerimi düzenli takip etmek istersen üye olabilirsin.

 
 
 

Yorumlar


bottom of page